Konkordato Nedir?

20 Ocak 2019

Ülkemizin ekonomik durumunun sıkıntılı bir hal alması ile uzun yıllar önce hukuk sistemimiz de güçlü yeri olan Konkordato müessesesi tekrar düzenlenmiş ve işlerlik kazanmıştır. 2004 yılında kabul edilen 4949 sayılı kanun ile uygulanamaz hale gelen Konkordato, 7101 sayılı kanun ile yeni bir kimlik kazanmış ve Türk Hukuk hayatındaki yerini tekrar aktif bir şekilde almıştır.

Türk Hukuk sisteminde sermaye şirketleri ve kooperatiflerin mali durumlarını iyileştirebilmek için kullanabilecekleri üç enstrüman mevcuttur. Bunlar, uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılma, iflasın ertelenmesi ve konkordatodan oluşur. Bahsettiğimiz gibi 2004 yılında konkordatonun uygulanamaz hale getirilmesi ile birlikte iflasın ertelenmesi kurumuna başvuru yoğun bir şekilde yapılmış fakat uzlaşma suretiyle yeniden borçların yapılandırılması kurumu ise neredeyse hiç kullanılmamıştır. Bugün geldiğimiz noktada 2016 yılında kabul edilmiş olan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile iflasın ertelenmesi yolu kapatılmış, sonrasında 7101 sayılı kanunla iflasın ertelenmesi, icra ve iflas kanunundan tümüyle çıkarılmıştır. Hal böyle olunca, mali durumu bozulan gerçek ve tüzel kişiler bu durumdan kurtulabilmek için, 7101 sayılı kanunla tekrar yenilenerek getirilen, konkordato yolunu yoğun bir şekilde kullanmaya başlamışlardır.

Konkordato kurumunun düzenlendiği kanun olan icra iflas kanunu, İsviçre Hukukundan alınmıştır. Bu nedenle, İsviçrede’ki konkordato düzenlemesiyle, Türkiye’deki konkordato düzenlemesi çok büyük oranda benzerdir.

KONKORDATO BORÇLUYA NE GİBİ İMKANLAR SUNAR?

Konkordato borçlunun menfaatini daha ön planda tutar. Borçluyu hacizden ve iflastan korur. Bunların yanında borçlunun aktifinin korunmasını sağlar ve bunun sonucu olarak ekonomik mevcudiyetinin de devam ettirmesini sağlar. Dolaylı olarak da alacakların, alacaklarına kavuşmalarını sağlar.

KONKORDATO KARARINI KİMLER TALEP EDEBİLİR?

Konkordato hükümlerinden, “gerçek ve tüzel kişi tacirler” yanında “tacir olmayan gerçek kişilerde” yararlanabilir. Bunun yanında, konkordatoya iflas talebinde bulunabilecek olan alacaklılar da başvurabilmektedirler.

7101 sayılı kanun ile hem borca batık halde olan borçlu, hem de aciz haline düşmüş olan borçlu konkordato talebinde bulunabilmektedir. İcra ve İflas Kanununun 285. maddesi “Borçlarının, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu” ifadesiyle aciz halini tanımlamıştır. Borçlarının zamanında ödeyememe tehdidi altında bulunan borçlunun konkordatoya başvurma hakkı varken borca batık haldeki borçluların zaten konkordatoya başvurabilmesi mümkündür.

BORÇLU MAHKEMEDEN KONKORDATO TALEBİYLE NE ELDE EDER?

Borca batık durumda ki veya aciz halindeki borçlu mahkemeden üç farklı talepte bulunabilir. Birincisi vade konkordatosu, ikincisi tenzilât konkordatosu, üçüncüsü karma konkordatodur.

Vade konkordatosunda; borçlu, borcunu tam olarak ödemek durumundadır. Fakat, süre ya da taksit imkanları kavuşur.
Tenzilât konkordatosunda; borçlu, borçlarının belli bir yüzdesini ödemeyi kabul eder ve alacaklı kalan alacağından vazgeçer.

Karma konkordato da ise borçlu vade ve tenzilât konkordatosunu birlikte isteyebilir.

KONKORDATO HANGİ MAHKEMEDEN İSTENEBİLİR?

Konkordato, borçlu ya da alacaklı tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi’nden istenebilir.

KONKORDATO İSTENİRKEN MAHKEMEYE SUNULMASI GEREKEN BELGELER NELERDİR?

1- Konkordato ön projesi sunulmalıdır. Konkordato ön projesi bir iyileştirme planı ve ödeme planını ihtiva eder. Borçlu borçlarını nasıl ve ne şekilde ödeyeceğini mahkemeye proje ile bildirir. Doğal olarak, borçlu mali kaynakları konusunda da bilgi verecek ve bu konuda mahkemeyi ikna etmeye çalışacaktır.

2- Mali analiz raporu sunulmalıdır.

3- Borçlunun iflasına karar verilirse ya da konkordato kararı verilirse, alacaklıların alacağının ne kadarına kavuşacağını gösterir karşılaştırmalı bir tablo sunulması gereklidir.

4- Eğer borçlu “KOBİ” değil ise yani küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin dışında ise bağımsız bir denetim kuruluşu tarafından hazırlanacak “finansal analiz raporu” da sunulmalıdır. Fakat “KOBİ”ler de böyle bir zorunluluk yoktur. Burada, “KOBİ”nin ne olduğunu kısaca açıklamak gerekir. “KOBİ”; mikro işletme, küçük işletme ya da orta büyüklükteki işletmeleri anlatır. Mikro işletme; 24 Haziran 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayınlandığı üzere; on kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net net satış hasılatı veya maliye bilançosundan herhangi biri 3 milyon TL’yi aşmayan işletmeler, Küçük işletme ise; 50 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 25 milyon TL’yi aşmayan işletmeler, son olarak Orta büyüklükteki işletme ise; 250 kişiden az yıllık çalışan istihdam eden ve yıllık net satış hasılatı veya mali bilançosundan herhangi biri 125 milyon TL’yi aşmayan işletmeler olarak tanımlanmıştır. Ülkemiz gerçeğinde, işletmelerin çok büyük bir çoğunluğunu KOBİ’ler oluşturmaktadır. Bunun sonucu, bağımsız denetim kuruluşlarından alınması gereken finansal analiz raporlarından, çok büyük sayıda işletme muaf olacaktır.

KONKORDATO BAŞVURUSUNDAN SONRA MAHKEME NASIL BİR KARAR VERİR?

Mahkeme öncelikle, yukarıdaki belgeleri eksiksiz veren borçlunun, başvurusunu kabul eder ve 3 aylık geçici mühlet verir. Bu süre içinde, alacaklılar alacaklarına kavuşmak için, icra takibi ve benzeri hukuki yollara başvuramazlar. Daha önce bu yollara başvurulmuş ise sürenin sonuna kadar tüm bunların durdurulmasına karar verilir. Geçici mühlet süresinde, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı ve konkordato talebinde bulunan borçlunun mali durumunun düzelip düzelmeyeceğinin ya da konkordato teklifinin tasdiki şartlarının yerine gelip gelmeyeceği belirlenir. Mahkeme, bu süreci bir sefere mahsus olarak, iki ay daha uzatabilir. Mahkeme talebi samimi bulursa, bu kez toplamda bir yıl olarak kesin mühleti borçluya verir. Geçici mühlet kararı Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumu’nun ilan sayfasında ilan edilir.

Geçici mühlet kararı ile alacaklının borçluya karşı daha önce başlattığı takipler durur ve yeni takip başlatılamaz. Bu nedenle, mahkeme geçici mühlet kararı verirken, alacaklıların zarara uğramaması için iyi bir değerlendirme yapmalıdır. Tüm bunlarla birlikte işçi ve nafaka alacakları için takip yasağı geçerli değildir. Bu alacaklar için konkordato mühleti verildikten sonra da takip yapılabilir ve yapılmış icra takipleri devam edebilir.

Geçici mühlet kararı ile mahkeme, geçici bir konkordato komiseri de atar. Atanan konkordato komiseri alacaklıların menfaatinin korunması ve alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin korunması için titiz bir şekilde görev yapar. Mahkeme, borçlunun işletmesinin büyüklüğüne göre bir komiser de atayabilir, üç komiserden oluşan bir heyet de atayabilir. Haziran 2018’de yürürlüğe giren yönetmelikle üç kişilik komiser heyeti oluşturulacaksa bir hukukçu ve bir mali müşavirin bu komisyon içinde olması konusunda zorunluluk getirilmiştir. Geçici mühlet içinde atanan geçici komiserin, en önemli görevi, konkordatonun başarısını ve ön projenin gerçekçi olup olmadığının belirlemesidir. Eğer mahkeme gerekli görürse ve alacaklıların menfaati de bunu gerektiriyor ise komisere yüksek risk içeren konularda, mesela değerli taşınmazlar ve banka hesapları gibi hususlarda, özel bir denetim görevi verebilir.

GEÇİCİ MÜHLETİN VERİLMESİNE ALACAKLININ İTİRAZ EDEBİLMESİ MÜMKÜN MÜDÜR?

Alacaklılar, bu karara karşı ilanla birlikte yedi gün içerisinde itiraz edebilirler. İtirazlar kabul edilmediği taktirde, komiser geçici mühlet içerisinde bir rapor hazırlar. Bu raporda, kesin mühlet verilebilmesi için gerekli koşulların borçlu tarafından sağlanıp sağlanamadığını bildirir. Aranan koşullar sağlandı ise ve mahkemede aynı görüşte ise borçluya kesin mühlet verilebilir. Kesin mühlet verilmesine karşı, alacaklının, İstinaf Mahkemesine başvuru hakkı kanun tarafından düzenlenmemiştir. Hem geçici hem de kesin süreler içerisinde, alacaklının Asliye Ticaret Mahkemesinin aldığı çeşitli kararlara karşı bir üst mahkemeye itiraz hakkı yoktur.

KESİN MÜHLET VERİLDİKTEN SONRA ALACAKLI NE YAPMALIDIR?

Konkordato komiseri, kesin mühleti ilan ettikten sonra alacaklıların 15 gün içinde, alacaklarını kaydettirmeleri gereklidir. Alacağını bu süre içerisinde kaydettirmeyen alacaklılar ise konkordato projesinin müzakerelerine katılamazlar.
Konkordato komiseri, kendisine bildirilen alacaklarla ilgili olarak alacağın, gerçek olup olmadığına istinaden değerlendirme yapmak yetkisine haiz değildir. Bildirilen tüm talepleri kaydeder. Borçluya alacak hakkındaki görüşünü sorar. Borçlu alacağı kabul etmez ise borç çekişmeli hale gelir.

KESİN MÜHLET UZATILABİLİR Mİ?

Kesin mühletin süresi bitmeden mahkemeye müracaat şartıyla, süre altı ay daha uzatılabilir.

Tüm bu süreler içerisinde, konkordato sayesinde borçlunun maliye durumunun iyileştirilemeyeceği ve konkordatonun tasdiki için gerekli koşulların bulunmadığı anlaşılır ise konkordato talebinin reddine karar verilir. Konkordato talebinin reddine karar verilen borçlu, iflasa tabii ise doğrudan iflas sebepleri aranmadan iflasına kararı verilebilir. Borçlu iflasa tabii şahıslardan değilse, mahkeme sadece konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verir

Bize Ulaşın

0 (532) 516 80 18

[email protected]

Ozan Abay Cad. No: 10 Ege Perla B Kule D:34 Çınarlı - Konak - İZMİR